26 Eylül 2008 Cuma

ÖSS'de Zaman

Öğrencilerin kabusu, velilerin baş belası.
Şu meşhur ÖSS.
Kırk yıldır hayatımızdan bir an çıkmayan, çıkarılamayan ÖSS.

Eğrisiyle doğrusuya.
Tam kırk yıl.
Dile kolay.
Daha nice yıllara… diyemeyeceğim.

Diyemeyeceğim, çünkü söylenecek çok söz, eleştirilecek çok uygulama var.

‘’Ne yapalım başka çözüm mü var? Var da uygulamadık mı?’’ diyecekler biliyorum.
Varsın, desinler.
Ben yine söyleyeceğimi söyleyeceğim.

Bir yarıştır gidiyor kırk yıldır; görüyor, yaşıyoruz.

Her gün şartları biraz daha ağırlaşan…
Her gün ödenecek bedeli biraz daha büyüyen…

Kazanan da kaybeden de bizim çocuklarımız.

Hiç kimsenin hakkı yok bu çocukların umutlarını kırmaya…
Hiç kimsenin hakkı yok bu çocukların gençliklerini çalmaya…

Hadi, diyelim ÖSS’yi kaldıramıyorsunuz.
Hiç mi aklınıza gelmiyor daha insanca, daha hakça bir sınav düzenlemek!

180 soru, 3 saat 15 dakika süre.
Her soruya ortalama 1 dakika.Oku, düşün, çöz, işaretle.

Yetişmedi.
Yetiştirseydin!...
Heyecanlandım.
Heyecanlanmasaydın!...

Sonuç: Bir yükseköğretim kurumuna yerleştirilemedi.
Yapacak bir şey yok.
Seneye şansını bir daha dene.
Dile kolay, tam bir yıl.
Üç yüz atmış beş gün.

Suç: Heyecanlanmak.

Kim, on yedi yaşındaki bir insana geleceğinin belirleneceği bir sınavda heyecanlanma diyebilir?
Hiç kimse.

Hiç kimse kendisinde böyle bir hakkı göremez, görmemelidir de.

Heyecanlanmak, hele hele gelecek kaygısıyla ezilen bir bireyde en doğal tepki, en doğal refleks…

Eğer kendinize güveniniz varsa onların yerine kendinizi koyun bir de.
Sakın acele etmeyin (!) daha çok zamanınız var.

Çözüm: ÖSS’de, daha seçici soru; daha bol zaman.Haydi kolay gelsin sizlere.

Hiç yorum yok: