24 Ağustos 2007 Cuma

Gün Karar Günü

Aslında çok geç kaldık karar vermek için.
Sanayici mi olalım, turizmci olalım yoksa tarımla mı uğraşalım?
Bir türlü karar vermedik.
Karar vermek için de pek acele etmedik.
Bir büyüktük. Biz güçlüydük. Biz zengindik…
Bazen küçümsedik, bazen kendimizi havalara soktuk, bazen de pek aldırış etmedik.
Maalesef, sonuç ortada.
Ne sanayici, ne turizmci ne de çiftçi…. Hiçbir şey olamadık. Yazık..
Ancak bir an önce karar vermek, bir şeyler yapmak zorundayız.
Dünya aldı başını gidiyor.
Kimisi sanayici, kimisi turizmci, kimisi de çiftçi…
Hepsi bize bir şeyler satıyor, hepsi paramızı alıyor.
Bizse mirasyedi zenginler gibi kesemizden yiyor, şimdilik günümüzü gün ediyoruz.
Kesede kalmayınca da elimizdekileri birer birer satıyor savıyoruz.
Var da satıyoruz.
Ya bir gün satacak bir şey kalmazsa, ki o günler çok uzak görünmüyor, vay halimize.
Eskiler boşuna söylememişler; hazıra dağ dayanmaz.
Dağlar, taşlar, denizler, ırmaklar, güzelim yaylalar elimizden bir sabun köpüğü gibi akıp gidiyor. Kanımızla canımızla kazandığımız varlıklar yavaş yavaş el değiştiriyor.
Bir gün uzaktan bakıp, çocuklarımıza zamanında buralar bizimdi, diyeceğimiz günleri düşünmek bile insanı derinden yaralıyor.
Türkiye yolunu bir an önce çizmeli artık.
Ne yapacağına, nasıl yapacağına, ne olacağına bir gün bile kaybetmeden karar vermeli.
En kötü karar bile kararsızlıktan iyidir.
Türkiye şapkasını önüne koyup ciddi bir şekilde düşünmek, ben zamanında neydim değil, ben şu an neyim sorusunu tüm gerçekçiliğiyle yanıtlamak ve gereğini yerine getirmek zorunda.

Hiç yorum yok: